sevgi de ölürdü ama cesedi bulunamazdı.

sevgi de ölürdü ama cesedi bulunamazdı.

"kadın insandır, biz insanoğlu." -neşet ertaş _________________ kadına şiddet, bir insanlık suçudur. bir tokat sadece bir bedende iz bırakmaz; bir ömürde, bir toplumda, bir gelecekte yankılanır. bugün burada, bir gerçeği haykırmak için...

"kadın insandır, biz insanoğlu." -neşet ertaş _________________ kadına şiddet, bir insanlık suçudur. bir tokat sadece bir bedende iz bırakmaz; bir ömürde, bir toplumda, bir gelecekte yankılanır. bugün burada, bir gerçeği haykırmak için bulunuyoruz: hiçbir kadın, korkarak yaşamak zorunda değil. hiçbir kadın, sesini kısmak zorunda değil. hiçbir kadın, gördüğü şiddeti kader sanmak zorunda değil. biz susarsak, şiddet konuşur. biz görmezden gelirsek, bir kadın daha kaybolur. o yüzden bugün, şimdi, hep birlikte diyoruz ki: kadına şiddete hayır!

"Seni kalbimle ve aklımla sevmiyorum. Seni ruhumla seviyorum; olurda aklım unutur, kalbim durur diye." ~~

"Seni kalbimle ve aklımla sevmiyorum. Seni ruhumla seviyorum; olurda aklım unutur, kalbim durur diye." ~~

İnsan eşref-i mahlûkattır derdi babam bu sözün sözler içinde bir yeri vardı ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman bu söz asıl anlamını kavradı geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından geçti tarih denilen tamahkâr...

İnsan eşref-i mahlûkattır derdi babam bu sözün sözler içinde bir yeri vardı ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman bu söz asıl anlamını kavradı geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı kararmış rakamların yarıklarından sızarak bu söz yüreğime kadar alçaldı damar kesildi, kandır akacak ama kan kesilince damardan sıcak sımsıcak kelimeler boşandı aşk için karnıma ve göğsüme ölüm için yüreğime sürdüğüm eczâ uçtu birden aşk ve ölüm bana yeniden su ve ateş ve toprak yeniden yorumlandı. Amentü İsmet Özel

Bütün kapılar kapandı, dışardayım Birden karşıma çıkmayın korkuyorum Uykusuzum fena halde, sokaktayım Karanlık bastırdı mı bozuluyorum Fena bir yerimden koptuğum doğru Kendimden çok fazla yaşamaktayım Nereye bağlanacak bu işin sonu Aslında...

Bütün kapılar kapandı, dışardayım Birden karşıma çıkmayın korkuyorum Uykusuzum fena halde, sokaktayım Karanlık bastırdı mı bozuluyorum Fena bir yerimden koptuğum doğru Kendimden çok fazla yaşamaktayım Nereye bağlanacak bu işin sonu Aslında ben kimim meraktayım Bütün kapılar kapandı, sokaktayım… • Atilla İlhan

İnsan hiç sarılmadığı birisine sarılmayı özler mi? Ben özledim şahsen :)

İnsan hiç sarılmadığı birisine sarılmayı özler mi? Ben özledim şahsen :)

Kifidia'ya yeni özellikler geldi! Quiz ve Soru & Cevap sisteminin yanı sıra bir çok özellik ve hatalar çözümlendi. Geri bildirimler için teşekkür ederiz!

Kifidia'ya yeni özellikler geldi! Quiz ve Soru & Cevap sisteminin yanı sıra bir çok özellik ve hatalar çözümlendi. Geri bildirimler için teşekkür ederiz!

Bir çift göze aşık olursun, sonra bütün gözlere kör... -Cemal Süreyya

Bir çift göze aşık olursun, sonra bütün gözlere kör... -Cemal Süreyya

Kalbe en çok aldanmışlık acısı ağır gelir Çünkü, insanoğlunun en değerli varlığı vakittir zamandır andır..... Ve zaman an be an geri gelmeyecek sekilde aktığı için, insanoğlu, zamanının boşa gittiğini heba olduğunu yakalayamadığı ve...

Kalbe en çok aldanmışlık acısı ağır gelir Çünkü, insanoğlunun en değerli varlığı vakittir zamandır andır..... Ve zaman an be an geri gelmeyecek sekilde aktığı için, insanoğlu, zamanının boşa gittiğini heba olduğunu yakalayamadığı ve değerlendiremediği için yanar işte bundandır ki EN COK zamanı değerlendiremedigimize aldanmisligimiza yanarız

Kitap çok akıcıydı. Aşk, kıskançlık, ihanet. Büyüleyici bir anlatım vardı.. Birini çok sevmenin başka birinin ölümüne sebep olması. Sevgi belki de bu kadar iyi anlatılabilirdi. Ancak karşısındaki erkeğin duygularını da daha çok hissetmek o duyguyu...

Kitap çok akıcıydı. Aşk, kıskançlık, ihanet. Büyüleyici bir anlatım vardı.. Birini çok sevmenin başka birinin ölümüne sebep olması. Sevgi belki de bu kadar iyi anlatılabilirdi. Ancak karşısındaki erkeğin duygularını da daha çok hissetmek o duyguyu anlamak isterdim. Erkeğin arzusu baskın ama sevgisi yeteri kadar anlatılmamış, belki de sevgi erkek için bir arzudan ibarettir.

"En çok da yağmur yağdığında seviyorum bu şehri; herkesin yüzü ıslak, başı öne eğik. Sanki herkes suçunu kabullenmiş gibi..." Victor Hugo

"En çok da yağmur yağdığında seviyorum bu şehri; herkesin yüzü ıslak, başı öne eğik. Sanki herkes suçunu kabullenmiş gibi..." Victor Hugo

“Kardeşimin Hikayesi”, insan ruhunun karanlık kıvrımlarına bakan ve okudukça beni içsel bir sorguya çeken bir roman. Hikâye ilerledikçe karakterlerin yüzeyde görünen hâllerinin ardında ne kadar çok bastırılmış duygu, gizli korku ve söylenmemiş söz...

“Kardeşimin Hikayesi”, insan ruhunun karanlık kıvrımlarına bakan ve okudukça beni içsel bir sorguya çeken bir roman. Hikâye ilerledikçe karakterlerin yüzeyde görünen hâllerinin ardında ne kadar çok bastırılmış duygu, gizli korku ve söylenmemiş söz olduğunu fark ediyorum. Her insanın aslında kendine bir hikâye yazdığı ama diğerlerine farklı bir hikâye gösterdiği gerçeği romana güçlü bir derinlik kazandırıyor. Bu kitapta beni en çok etkileyen şey, kardeşlik temasının bir kan bağı ilişkisinden çok bir ruh bağı sorgusu hâline dönüşmesi. Kişinin kendisiyle olan savaşının, en yakınındakilerle olan ilişkisine nasıl yansıdığını görüyorum. İki kardeş arasındaki mesafe sadece fiziksel değil; duygusal, zihinsel ve tarihsel bir mesafe. Yazar, bu mesafeyi iz sürer gibi yavaşça açığa çıkarıyor ve bu süreçte ben de karakterlerin iç dünyalarına adım adım giriyorum. Roman aynı zamanda insanın gerçeği bilme isteğiyle onu inkâr etme korkusu arasındaki gerilimi çok iyi işliyor. Bazen en yakınlarımız hakkında bile bilmek istemediğimiz gerçekler vardır ve öğrenince yaşamımızın dengesi kayar. Bu gerilim, kitabın atmosferine neredeyse elle tutulur bir yoğunluk katıyor ve her bölümde bir adım daha derine indiğimi hissediyorum. “Kardeşimin Hikayesi”, bittiğinde kolayca kenara bırakabildiğim bir metin olmadı. İçimde bir yankı bırakarak, insanların birbirinden ve hatta kendi içlerinden sakladıkları gerçeklerin ne kadar ağır olabileceğini hatırlattı. Bu roman, dışarıdan bakıldığında normal görünen hayatların ardında ne kadar karmaşık ve kırılgan bir iç dünya bulunduğunu gösteren, etkisi uzun süren bir anlatı olarak zihnimde kalan bir eser oldu.

“Binbir Çiçekli Bahçe”, Yaşar Kemal’in doğa ve toplum üzerine derin düşüncelerini içeren, edebi değeri yüksek bir eser. Ancak, derleme yapısının getirdiği dağınıklık ve bazı yazıların tekrar niteliğinde olması, kitabın genel puanını düşürüyor. Çevre...

“Binbir Çiçekli Bahçe”, Yaşar Kemal’in doğa ve toplum üzerine derin düşüncelerini içeren, edebi değeri yüksek bir eser. Ancak, derleme yapısının getirdiği dağınıklık ve bazı yazıların tekrar niteliğinde olması, kitabın genel puanını düşürüyor. Çevre bilinci ve kültürel derinlik açısından önemli bir kaynak olsa da, yapısal sorunlar ve güncellik eksiklikleri nedeniyle kitaba 5 üzerinden 5 puan veriyorum. Bu eser, Yaşar Kemal’in doğa ve insan ilişkisine dair bakış açısını keşfetmek isteyenler için değerli bir okuma deneyimi sunarken, yapısal kusurlarının farkında olmakta fayda var.