Geri
Hoşnutsuz

Hoşnutsuz

Hoşnutsuz

5.0
PUAN
1
İNCELEME
0
ALINTI
'Zeki, sürükleyici ve fazlasıyla komik.' —Ayşegül SavaşMarisa otuzlarının başında, Madrid’de şık bir evde oturuyor, reklam ajansında çalışıyor ve işinden nefret ediyor. Bir iş gününü ancak YouTube videoları ve sakinleştiricilerden oluşan özenle hazırlanmış bir kokteyl sayesinde atlatabiliyor. Sadece işini değil, patronunu, mesai arkadaşlarını, kurumsal dile bandırılmış e-postaları, üzerinde 'birlikte daha güçlüyüz' yazan kupaları... hiçbirini sevmiyor. Yine de her pazartesi sabahı çantasını omzuna takıp işe gidiyor çünkü bir şeyleri itiraf etmek, bir şeyleri değiştirmek daha zor.Şirketin düzenlediği bir takım ruhu kampı yaklaşırken, Marisa’nın kırılgan dengesi de sarsılıyor. Bir hafta sonunu iş arkadaşlarıyla geçirmek, yıllardır itinayla cilalanmış sosyal maskesinde ilk çatlakları yaratıyor. Bastırdığı geçmiş, bastıramadığı öfke ve artık bastırılamayacak kadar büyümüş bir bıkkınlık, sonunda tokat gibi yüzüne çarpıyor – yalnızca onun değil, etrafındakilerin de.Hoşnutsuz, modern hayatın içten içe kemirdiği ruhlara, görünmeyen yorgunluklara, güçlü görünmek zorunda hissedenlere dair zekice yazılmış, sarsıcı olduğu kadar eğlenceli de bir roman. Beatriz Serrano, başarı, yalnızlık ve aidiyet gibi kavramları incelikli bir mizahla sorgularken, okuru kendi hoşnutsuzluklarıyla göz göze getirmekten çekinmiyor.'Serrano, ayrıntılara büyük bir incelikle yaklaştığı, etkileyici ve son derece komik üslupla yazıyor. Kesinlikle muhteşem!' —Danya Kukafka'Günümüz insanının kronik hoşnutsuzluğuna dair iğneleyici gözlemler ve zekice esprilerle dolup taşıyor. Serrano’nun anlatıcısı varoluşsal bir girdabın içinde kıvranıyor olsa da, romanı eğlenceden asla ödün vermiyor. Enerjik, canlı ve çarpıcı biçimde inşa edilmiş bu ilk roman, büyük bir yeteneğin habercisi.'—Pizza Girl’ün yazarı Jean Kyoung Frazier'Başarının tek yol olduğuna inandırılmış bir kuşağın yakıcı bir yansıma... Bolca mizah ve okuru sersemleten punk bir final.'—Glamour 'İçinde yaşayanların ruhunu sömürmekten çekinmeyen bir iş dünyasının hem net hem de can acıtıcı bir röntgeni... yılın en çarpıcı edebi çıkışlarından biri.'—Harper’s Bazaar'Gerçekten çok komik – her cümlesi incelikle kurulmuş, keskin gözlemlerle dolu. Marisa’ya en başından bağlandım.'—Daily Mail   (Tanıtım Bülteninden)  
denemeiiie
denemeiiie 26.11.2025 14:34
5/5
“Kardeşimin Hikayesi”, insan ruhunun karanlık kıvrımlarına bakan ve okudukça beni içsel bir sorguya çeken bir roman. Hikâye ilerledikçe karakterlerin yüzeyde görünen hâllerinin ardında ne kadar çok bastırılmış duygu, gizli korku ve söylenmemiş söz olduğunu fark ediyorum. Her insanın aslında kendine bir hikâye yazdığı ama diğerlerine farklı bir hikâye gösterdiği gerçeği romana güçlü bir derinlik kazandırıyor.

Bu kitapta beni en çok etkileyen şey, kardeşlik temasının bir kan bağı ilişkisinden çok bir ruh bağı sorgusu hâline dönüşmesi. Kişinin kendisiyle olan savaşının, en yakınındakilerle olan ilişkisine nasıl yansıdığını görüyorum. İki kardeş arasındaki mesafe sadece fiziksel değil; duygusal, zihinsel ve tarihsel bir mesafe. Yazar, bu mesafeyi iz sürer gibi yavaşça açığa çıkarıyor ve bu süreçte ben de karakterlerin iç dünyalarına adım adım giriyorum.

Roman aynı zamanda insanın gerçeği bilme isteğiyle onu inkâr etme korkusu arasındaki gerilimi çok iyi işliyor. Bazen en yakınlarımız hakkında bile bilmek istemediğimiz gerçekler vardır ve öğrenince yaşamımızın dengesi kayar. Bu gerilim, kitabın atmosferine neredeyse elle tutulur bir yoğunluk katıyor ve her bölümde bir adım daha derine indiğimi hissediyorum.

“Kardeşimin Hikayesi”, bittiğinde kolayca kenara bırakabildiğim bir metin olmadı. İçimde bir yankı bırakarak, insanların birbirinden ve hatta kendi içlerinden sakladıkları gerçeklerin ne kadar ağır olabileceğini hatırlattı. Bu roman, dışarıdan bakıldığında normal görünen hayatların ardında ne kadar karmaşık ve kırılgan bir iç dünya bulunduğunu gösteren, etkisi uzun süren bir anlatı olarak zihnimde kalan bir eser oldu.
Detaylı İnceleme

Henüz alıntı eklenmemiş.